Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2024 yılı Ocak-Aralık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %0,5 oranında artarak 1.238.509 adet olarak gerçekleşti. Otomobil satışları, 2024 yılı Ocak-Aralık döneminde geçen yıla göre %1,3 oranında artarak 980.341 adet, hafif ticari araç pazarı ise %2,7 azalarak 258.168 adet oldu.
Satış adetlerinin belli olmasından sonra bir açıklama yapan ODMD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Bozkurt, 2024 yılı değerlendirmesini ve sektörün 2025 beklentilerini paylaştı.
Nisan ayında bir düşüş yaşadık, ama yaklaşık 1 milyon 285 bin adetlik hacme ulaşıldı
“2024 yılında nasıl bir pazar seyri olacağı üzerine farklı tahminler vardı ve yılı beklentilerin üzerinde bir pazar hacmiyle tamamladık. Hızlı başlayan ilk çeyreğin ardından Nisan ayında bir düşüş yaşadık ve hemen arkasından GSR II regülasyonları değişimi oldu. Gerçekleştirilen kampanyalarla birlikte pazar seyri hız kazandı. ÖTV matrahlarında 2 yıldır bir değişiklik yapılmaması ve kredilere getirilen kısıtlamalara rağmen yılı yeni rekor satış adedi seviyesiyle tamamladık. Tüm bunlar bizi mobilitenin bir ihtiyaç olduğu noktasına götürüyor. 1 milyon 238 bin 509 adetlik toplam pazar hacmiyle birlikte geçen yıla göre yüzde 0.5 oranında bir artış elde edilmiş oldu. Bu adetlere ağır vasıta araç satışlarının henüz açıklanmayan bilgilerini de eklediğimizde, yaklaşık 1 milyon 285 bin adetlik hacme ulaşıldığını görüyoruz.
2025 yılı beklentilerinden de söz etmek gerekirse, aslında sektör olarak 100 yıllık bir değişimin içerisinden geçiyoruz ve bizler bu değişimin canlı şahitleriyiz. Bu değişimi yaşıyoruz ve yönetmeye çalışıyoruz. Yeni teknolojilere sahip otomobiller geliştiriliyor. Müşteri davranışları değişiyor; buna ek olarak, global rekabette Çin faktörü de önemli bir etken olarak öne çıkıyor. Eski satış yöntemlerinin değiştiği ve hatta sadece üyelik sistemiyle mobilite çözümlerinin kullanılacağı bir kavram dahi konuşuluyor.”
Hiç kimse bu değişime seyirci kalmıyor
“Geleneksel markalar bu değişimi yönetebilmek ve rekabetçi kalmak adına acil önlemleri devreye almaya başladılar. Batarya, çip ve dönüşüm yatırımları yapıyorlar. Dijital dönüşüme öncelik veriliyor. 2030 yılına kadar Avrupa’da bataryalı elektrikli araç satışlarının yüzde 39’a, yeni enerji araçlarının ise yüzde 63’e ulaşması bekleniyor. Dolayısıyla hiç kimse bu değişime seyirci kalmıyor. Bizler de ülkemizin ekonomik açıdan en stratejik sektörlerinden biri olan otomotiv sektörü olarak bu değişime hazır olmalıyız. Üreticilerimiz, distribütörlerimiz, yan sanayimiz, bayilerimiz, kiralama platformları ve kullanılmış araç işi yapan platformlar dahil herkesin bu değişime ayak uydurması gerekiyor. En önemli meselelerimizden birisi de, yetişmiş insan kaynağını zenginleştirmek olacak. Bununla birlikte bu değişimden geri kalmamak adına modern bir vergi sisteminin devreye alınmasının kaçınılmaz olduğunu yinelemeliyiz.”
2025 yılında, pazarın 1 milyon adedin altına düşmeyeceğini öngörüyoruz
“Türkiye’nin artık yeni teknolojileri tanımlayan, vatandaşlarımızın mobiliteye ulaşımını kolaylaştıran ve çevreye duyarlı yeni bir vergi sistemine ihtiyacı var. Her zaman ifade ettiğimiz gibi Türkiye’nin büyük bir otomotiv sektörü potansiyeli var ve mobilite herkes için bir ihtiyaç. 2025 yılında, olağanüstü bir olumsuz gelişme olmazsa pazarın 1 milyon adedin altına düşmeyeceğini öngörüyoruz. Bununla birlikte şu anda ülkemizin çok yaşlı bir araç parkı var ve bunun gençleşmesi çok büyük önem taşıyor. Bu araç parkının gençleşmesi, yeni araç satışından ziyade trafik güvenliği, çevre ve ekonomik katkı açısından büyük önem taşıyor.”